Derslerimde ögrencinin yasina, seviyesine ve ihtiyaçlarina göre esnek ve eglenceli bir ögretim yöntemi benimsiyorum. Özellikle küçük yas gruplarinda (okul öncesi, ilkokul ve ortaokul) oyun tabanli ögrenme, görsel materyaller, hikâye anlatimi ve interaktif etkinlikler kullaniyorum. Böylece ögrencilerin derse olan ilgisini yüksek tutuyor, ögrenmeyi sikici bir süreç olmaktan çikariyorum.
TEGV’de gönüllü olarak çalistigim süre boyunca birçok ilkokul ve ortaokul ögrencisiyle birebir ve grup dersleri yaptim. Bu deneyim sayesinde farkli yas gruplarina nasil yaklasmam gerektigini, dikkatlerini nasil canli tutabilecegimi ögrendim. Preply üzerinden ise yetiskin ögrencilerle çalistim. Onlarla daha çok konusma pratigi, günlük diyaloglar, kelime bilgisi ve temel gramer üzerine çalistim.
Derslerimde ögrencinin aktif katilimini çok önemsiyorum. Tek tarafli anlatimdan ziyade soru-cevap, rol yapma, görsellerle anlatim gibi yöntemler kullanarak ögrencinin sürece dahil olmasini sagliyorum. Ayrica ögrencinin gelisimini takip etmek için düzenli geri bildirim veriyor, gerektiginde yöntemimi onlarin ögrenme stiline göre yeniden sekillendiriyorum.
Amacim, ögrencinin sadece Ingilizceyi ögrenmesi degil; ayni zamanda derslerde keyif almasi, dili sevmeye baslamasi ve özgüvenle kullanabilmesidir. Eglenerek ögrenmenin her yasta en etkili yol olduguna inaniyorum.