Birçok kez ögretmenlik deneyimim oldu ve hepsinden olumlu dönütler aldim. Ögrenci oldugum zamanlarda hep ögrenmeyi keyifli hale getirecek yollar aradigimdan dolayi ögretmeyi keyifli hale nasil getirecegimi de biliyorum. Her ögrenci her grup farkli ögrenme sekillerine sahip olduklari için belirli bir ögretme metodu izlemektense ögrenciye yönelik egitim programlarini insa etmenin daha dogru oldugunu düsünüyorum. Bu yüzden ögrencilerin istek ve ihtiyaçlari dogrultusunda bir egitim plani hazirlayarak karsilikli olarak egitimi keyifli hale getirecek yollar olusturuyorum. Ögrenmeyi önemli hale getirenin sadece ders programi degil karsilikli iletisim olduguna inandigim için önce ögrenciyi taniyip istek ve ihtiyaçlarini dogru analiz etmeden derslere baslamayi tercih etmiyorum. Ögrenciye kendimi tanitip, sevdirdikten ve sonrasinda ögrenmenin zorunlu degil de istegi dogrultusunda ona neler katacagini anlatip dersleri zorundaliktan çikarip eglenceli hale getiriyorum. Her yeni günün, her yeni dersin hatta derslerin her dakikasinin ne kadar kiymetli oldugunu kavrayan ögrencilerim tam odak derslere katilirlar ve hem onlar için ögrenme kolaylasir hem de benim için ögretmek kolaylasir. Burada benim için önemli olan yasanmisliklar, istekler ve ihtiyaçlardir. Bunu gözettikten sonra hiçbir ders sikici geçmez, hiçbir ders zorundalik olmaz ve her ders için ögrenci can atarak gelir. Ögrenmenin zorunlu görüldügü yerlerde egitimin yetersiz kaldigina defalarca kez kendim sahit oldugum için bu egitim biçimini düzeltmeyi daima hedef edindim.