Ebru Çiftçi

Yurtdisi mezunu ve 4 yildir Ingilizce ögretmenligi deneyimine sahip biri olarak egitim yili boyunca ögrencilerime her zaman dilin farkindaligina deginirim. Ingilizceyi bir ders olarak degil, dünyayi ve evrenselligi anlama olarak tanimlarim hep. Bu yüzden sikilmadan dinleyebilmeleri için ortak bir nokta bulup çocuklarin ihtiyaclarina göre ilerlerim. Kelime oyunlari ile zihni biraz esneklestirip ardindan dikkatleri tamamen topladiktan sonra dersimi anlatmaya baslarim. Ders anlatirken görsel ve duyusal anlatimlara daha çok basvururum. Çünkü dil için en önemli sey görsellik ve duyusalliktir. Bu güne kadar çalistigim kurumlarda ders disinda ögrencilerime özel etütler vererek uluslar arasi bir çok yarismalara ve sinavlara hazirladim. Bu yarismalarin sonucunda bir çok güzel basarilar elde ettik. Üniversite egitimimi yurtdisinda aldigim bu yüzden egitim dili hep Ingilizce oldugu için, ayni zamanda baska kültürlerle bir arada yasadigim için Ingilizce pratik yönünden bir çok konuda daha pratigim. Ve bunun konforunu ögrencilerime de hissettiririm. Egitimim boyunca bir çok gelistirici seminerlere katildim ve sertifikalar aldim. Bu yüzden çocuk psikolojisine de hakim biri olarak iyi bir egitimci olmayi hedefledim her zaman. Ögrencilerime kelimeleri ögretirken en çok kullandigim teknik; görsel veya dijital oyunlardir. Ayni zamanda dil bilgisini örneklerle pratik yaparak ögretmeyi tercih ederim. Anlatilan seyler pratige dökülmedigi zaman unutulur fakat bir çok kez örneklerle pekistirilirse bu unutulmaz olur. Ve en önemlisi cümle kurma. Cümle kurmanin kafa karistirici oldugunu söyler her yeni ögrenen birey. Fakat dil bilgisi ve kelime dagarcigi oturdugunda cümle kurmak basitlesir. Cümle kurmayi ögrendikten sonra ise en zorlanilan sey telaffuzdur. Bu da ögretmen esliginde yanlis telaffuzlar düzeltilerek ve bol bol dinleme ve konusma pratigi yaparak olumlu sonuç almak mümkündür.